kar bana dedi ki…

 

15 Ocak 2012 Pazar


 Bugün pamuk gibi yağan kar tanelerinin arasından yürüdüm, otobüse bindim. Malum trafik de çokça idi. Ben de müzik eşliğinde pamuk tanelerini seyre daldım. İşte o an fark ettim ki, kimimizin sevdiği kimimizin nefret ettiği kar, o pamuk taneleri, toplanmışlar bize hayat dersi vermek istercesine kendilerini bulutlardan aşağı bırakıyorlar.

 

 Kim bilir belki de kara fazla anlam yüklüyor, omuzlarına fazla yük bindiriyordum karın. Ama çocukları hatta çocukken de bizi çığlık çığlığa sevindiren kar, hatta çoğumuzu hala sevince boğan kar, çocukluğumuzda bizimle oynamış şimdi de bize bir şeyler anlatmak istiyor olamaz mıydı? Bizimle büyüdüğünü ima eder gibi koca koca yağmadı mı bugün? Aklımız başımızda mı diye bakmaya gelmiş olamaz mı? Olabilirdi, evet, olabilir, bence…

 

 Bugün pamuk tanelerinin hareketleriyle bana anlattıklarını ben de yazarak anlatayım size: Gökten hem büyük hem de küçük kar taneleri halinde indiler, kimi birinin şapkasına kondu, erimesi zaman aldı; kimi çimenlere bıraktıkendini, kendinden bir sürü de orada buldu, çoğaldı güçlendi, kimi de gitti kendini ıslak asfalta attı ve atmasıyla erimesi bir oldu.

 Hiç konuşmadılar benimle ama ben anladım ki, insan nerede duracağını iyi bilmeli. Kendini birinin başına taç mı etmelisin, dostlarınla çoğalıp güçlenmeli sevgiden kendine kalkan mı yapmalısın yoksa kendini olur olmadık insanlara adayıp, olmayacak şeylerle üzerek kendini ateşlere mi atmalısın? İşte bunların cevabını iyi bilmelisin.

*hzl*

15 Ocak 2012 Pazar